Satürn 12.evde


12. Evdeki Satürn; güç, kontrol ve güvenliğin dışsal ifadelerini aramak yerine, kendinizi kontrol etmeye ve içsel dayanıklılığı korumaya davet eder. Yüzleşilmesi zor olan, derinlerdeki yalnızlığı, korku veya suçluluğu, çaresizlik veya olumsuzlukları gösterir. Satürn, annenin hamilelik boyunca yaşadığı korku, kısıtlanma ve depresyon gibi deneyimlere karşı hassas olduğunuz için, ana rahminde kendinizi oldukça zorlanmış ve sınırlanmış hissetmiş olabilirsiniz(On ikinci ev aynı zamanda cenin halindeki deneyimlerinizi gösterir). Eğer onikinci evinize veya yöneticisine karşıt açılar varsa, onikinci evinizin rahatsız eden bu özelliklerini karşınızdaki insanlara yansıtarak kurtulmaya çalışmanız mümkündür. Burada ki Satürn sizi reddetme konusunda kışkırtır. Onikinci evinde Satürn varsa; sevdiğiniz birini bir kenara atarsınız. Reddedilen enerjilerin infilak edip sizi ele geçirmesinin oluşturduğu en şiddetli sonuç psikozdur (akıl dengesizliği). Eğer bu reddedilmiş enerjiler sık sık kontrolünüzü ele alırsa, büyük ihtimalle, durup kendinizi bu konuda sorgularsınız. Ancak bunlarla karşılaşmak için çok derinlere dalmaktan çekinirsiniz, zira içinizde pusuya yatmış güçlerden ve eğer su yüzüne daha çok çıkarlarsa öz değerinize ve ilişkilerinize yapabilecekleri şeylerden korkarsınız. Sizi tamamen yönetmeye başlayacaklarından endişe edersiniz. On ikinci evinizi yöneten ama orada bulunmayan gezegenler yerleşik oldukları evde işlevlerini gerçekleştirirler, ama başka burçta oldukları halde onikinci ev konularının duygularıyla yüklüdürler. Bedeninizle aklınız arasındaki parçalanmadır, kalbiniz kendini açana ve yabancılaşmış iki benliğiniz arasındaki ve kendinizle dünya arasındaki sevgi ve şefkate bir geçiş yaratana kadar şifa bulamazsınız. İçimizde ki zalimler, herhangi bir onikinci ev enerjisiyle bağlantılı olsalar da, en çok Mars, Pluto veya Satürn onikinci evle ilişkide olduğu zaman ortaya çıkarlar. Özellikle bu gezegenler onikinci evdeyse veya bu evi yönetiyorsa, kötülük bulunabilir, aynı zamanda bencillik, kendinizi ortaya koyma ve cinsellikle ilgili inanç sisteminizi gözden geçirmeniz gerekir. Şeytani enerjiler ara sıra bilince fırlayabilirler. Bu gezegenler kendimizi başkalarında kaybetmekten korkutur, tamamen yakın olmayan partnerler seçtirirler; yalnızca eski yaraları açarak kendimizi iyileştirebilir, tutkumuzu hissedip bizi besleyebilecek türde deneyimler istemeli, geçmişin senaryolarını oynamayı reddederek, fiziksel enerjiyi ve cinselliği sahiplenip yapıcı bir şekilde kullanmayı öğrenip gerçek benliklerimizi geliştirebiliriz. Eğer çocukken kaldırabileceğimizden fazla hayal kırıklığı, mahrumiyet ve travma yaşamışsak, eğer gerçekliği pekiştirme veya ihtiyaçlarımızı karşılama konusunda sürekli güçsüz kaldığımız çıkmazlarda bırakıldıysak, defalarca yok olma (kendini kaybetme) ve yalnızlık (başkalarını kaybetme) korkusu yaşadıysak, bu korku içinde kökleşmiş bir öfke birikimi, gözü kara bir YOK ETME dürtüsü ve yaşama karşı bir nefret geliştirebiliriz bu gezegenlerle. Ancak taşıdığımız şeytani veya yıkıcı enerjiler, ne ebeveynlerimizin doğuştan gelen kötülüğünün bir göstergesidir, ne de bizim. Bu şeytani özellikler, daha ziyade, sadece yaşamı onaylayan enerjilerin içinde gelişme ve iyileşme fırsatını yeterince yakalayamadıkları için, yıkıcı güçlerle bir olmuş yaralı, sapkın ve çarpık enerjileri gösterirler. Işık taşıyıcısı Lucifer (şeytan) iyilik için çok fazla çalışmış ve kötü olmuştur. Biz de aynı şekilde, kendimizin hoş olmayan yönlerini reddederek ve iyilik için fazlasıyla can atarak reddettiğimiz şey haline gelebiliriz!!!

Örnek: 12.evdeki Satürn; kimseye bir şey vermeyi istemeyen, hırslı, aksi ve cimri, yaşlı bir adamdır. Bu yaşlı adam mevcut ilişkinin “doğru” olmadığını ve “doğru” olan ortaya çıktığı zaman kendisini adayacağını söyleyip durur. Ama doğru ilişkinin gelmesi, onu bekleyip durmaktan ziyade, yaşlı adamın bu konudaki kendini adayarak doğru olanı yaratma istekliliğine bağlı olduğu için, Satürn’ü “doğru” olanın asla ortaya çıkmamasını sağlayabilir.

Satürn onikinci evimizdeyken “korkuyorum, kendimi saklıyorum, yalnızım” deyip başkalarını tüketirken kendimizi de tüketmeye devam edebiliriz ya da “bağlanabilirim, sadık ve güvenilir yanımı özümseyebilirim, hedeflerimi belirleyip onlara ulaşabilirim” demeyi de öğrenebiliriz. Onikinci evinizdeki Satürn iç yaşamınızı kontrol ve organize ettiğinizi ve böylece karmaşık duygulara boğulmadığınızı ileri sürer. İçsel akışınıza teslim olmaktan ve sizi tehdit eden korkuları deneyimlemekten ürktüğünüz için, duygularınızı, bilincinizden uzaklaştırarak ve programlı işlerinize ve aktivitelerinize dalarak, disiplin altına alırsınız. Otokontrolünüz yaşamınızı idare etmekte ve krizlerle baş etmekte size yardımcı olsa da, aynı zamanda sizi sınırlar. Ruhunuzun derinlerdeki alanları ile temas edemediğinizi hissederek, sizi besleyen duygulara, imgelere, rüya ve fantezilere ulaşım yolunuzu kapatırsınız. İçinizde donmuş halde duran bir denizin veya gevşemenizi engelleyen içsel katılığın acısı ve sıkıntısını deneyimlemediğiniz sürece, başkalarından bir şeyler alamazsınız veya etrafınızdaki insanlarla gerçek bir bağlantı kuramazsınız. İç yaşamınızdan korkarsınız. Böyle olması anlaşılır bir şeydir, zira derinlere yerleşmiş korkular barındırır, cesaretsizlik ve çaresizlik duygularına karşı mücadele edersiniz. Yalnızlıktan, bunalmaktan, tuzağa düşmekten, yaşlanmaktan, reddedilmekten, ayrılmaktan veya terk edilmekten korkarsınız. Size içsel bir yapılanma duygusu veren ve etkin bir şekilde işlerinizi yapmanıza katkıda bulunan içinizdeki buzu eritmekten korkarsınız. Kendinize ve dünyaya inanç ve güvenden yoksun olduğunuz için, dışarıya karşı uyumlu ve esnek görünseniz de kendinize ve geliştirmiş olduğunuz güvenlik kaynaklarına sıkı sıkıya tutunursunuz. Aslında yüksek oranda kendine yeterlilik ve içsel güç sergilersiniz, ancak kendi savunmasızlığınızı ve ihtiyaçlarınızı gidermek ve tatmin etmek yerine reddetmenizden kaynaklanan bu tür bir güç kolayca yıkılmaya açık olabilir.

Erken yaşlarda sevgi yoksunluğu ile baş edebilmek için, tehdit edici duyguları ve ihtiyaçları dengenizi bozmaması adına uzak tutmanızı sağlayan güçlü bir savunma sistemi geliştirmişsinizdir. Ama genelde kendinizi reddedilmiş ve yetersiz hissettiğinizden, özgüveniniz kırılgandır ve kendinden şüphe etme, aşağılık duygusu, değersizlik ve suçluluk duyguları tarafından kolayca sarsıldığınızı anlarsınız. Kendinize karşı insafsız davranarak ve kendi sınırlarınızı kabul edemeyerek, kendiniz için oluşturduğunuz standartlara uygun bir şekilde yaşamadığınızda, hatalarınıza hoşgörü göstermekte ve bir birey olarak değerinizi onaylamakta zorlanırsınız. Yalnızlık size zor gelebilir, zira kişilerarası ilişkilerin uyarımları olmadığında kendi korkularınızla ve olumsuzluklarınızla karşılaşırsınız. Bu yüzden gerekli olan, ama aynı zamanda sizi besleyecek ve tamamlayacak dış uyarımlardan mahrum eden, içeriye çekilişlere karşı savaşırsınız. Ancak, bir kez yalnız kalmaya karşı direncinizi aştınız mı, özellikle de sizi cezbeden kişisel bir projeye veya işinizle ilgili bir alana odaklandığınızda, kendinize arkadaşlık etmekten keyif alabilirsiniz. On ikinci evdeki bir Satürn tek başınıza çalışma ve kendinizi adadığınız işleri sonuna kadar götürebilme kapasitesi verir. On ikinci evdeki Satürn’ün psikolojik etkilerinden biri de, ayakları yere basmayan hayallerle, gerçekliğin karamsarlığı arasında bocalamalardır. Satürn sizi yönettiği zaman, ne hayal kurmaya veya mutluluğu umut etmeye, ne de dışarıdaki dünyada başarıya ulaşma kapasitenize inanmaya cesaret edersiniz. Bakış açınız kasvetlidir ve kaçmak istediğiniz depresif duyguları açığa çıkartır. Sonuç olarak, tüm Satürn’e özgü sesleri kapatabilirsiniz. Sadece korku, karamsarlık ve özgüvensizliği değil, aynı zamanda içinizdeki ve etrafınızdaki sınırlamaları görmenize, kabul etmenize ve zihninizi alıştırmanıza yardım edebilecek olan, bilge ve uyarıcı gerçeklik ilkelerini de engellersiniz. Hayal kurmaya cesaret ettiğinizde, Satürn’ün temsil ettiği temeller olmadan hayal kurarsınız; hayalleriniz gerçekleşmediğinde ise, gerçekleşebilecek hayaller üretmeyi ve onların peşine düşmeyi öğrenmekten ziyade, yeniden bir şeyler istemekten ve hayal etmekten çekinirsiniz. Gerçeklikle yüzleşmek size zor gelir, çünkü gerçekliğe baktığınız lensleriniz size amaçlarınızı somut bir şekilde belirlemenize yardım etmekten ziyade, tehdit oluşturan kaygı ve umutsuzluk hisleriyle puslanmıştır. Satürn’e özgü korku ve şüphelerin önünü tamamen kesebildiğiniz zaman, Satürnsüz yaşamın baş döndürücü sınırsız yanlarına, sayısız potansiyel ve olasılık anlayışına bağlanabilirsiniz. Bu tür bir bağlantı gerçek yaşam hedeflerinizin sorumluluğunu üstlenme kapasitenizi engelleyebilir, zira bunu yapmak, başarıya ulaşabileceğiniz bir alana kendinizi odaklamak ve sınamakla ilgili bir olasılık duygusunu devreye sokacak demektir. Sınırsız idealleri bırakmaya isteksiz olduğunuz, tuzak ve hatalardan korktuğunuz ve aynı zamanda (ailenizde takip etmeyi öğrendiğiniz senaryoyu tehdit eden) başarıdan ürktüğünüz için, uzun vadeli hedef ve ilişkilere kendinizi adamaktansa, anda yaşamayı tercih edebilirsiniz. Yakınlık tehlikelidir; anlaşılmaktan, sonra geçmişte olduğu gibi yargılanmaktan ve terk edilmekten korkarsınız. Bu nedenle, güvenmek konusunda yavaş davranırsınız ve kendinizi korumak ve kontrolünüzü sürdürmek adına ilişkilerinizde gerçek duygularınızı kendinize saklayabilirsiniz. Reddedilmek ve güçsüz kalmak konusunda hassas olduğunuzdan, bu tür deneyimlere karşı önlem alırsınız. Ama sevgiyi hak etmediğinizi düşündüğünüz için, farkında olmadan sizi onaylayan ve zayıflıklarınızı ve yaralanmaya açık yönlerinizi şefkatle kabullenen kişileri değil, size sizin kendinize davrandığınız gibi davranan partnerleri seçersiniz. Baskıcı ve kısıtlayıcı enerjinizi başkalarından ziyade kendinize yönlendirdiğiniz için sempatik, sosyal ve kendi sınırlarına hoşgörü göstermezken başkalarınınkini kabul eden biri olursunuz. İnsanlar sizin olumlu tabiatınıza ve çabalarına gösterdiğiniz samimi desteğe çekilirler, ancak başkalarını teşvik etmek ve kendilerini iyi hissettirmek için kendi sıkıntılı duygularınızın etrafına duvar çektiğiniz sürece, kendi farkındalığınızdan uzak tuttuğunuz benliğinizin yaşadığı içsel boşluk veya yalnızlık duygusu yakanızı hiç bırakmaz.

Genelde “mutlu bir yüz takındığınızda” ve etrafınızdaki yaşama şevkle sarıldığınızda destek
bulmuşsunuzdur. Kendi yaşamlarının sınırlamalarıyla baş edemezken, sizin kaygılarınızı nasıl yatıştıracaklarını bilememişler veya dünyada başarılı bir şekilde yer almakla ilgili aklı başında, gerçekçi bir tavrın nasıl oluşturulacağını açıklayamamışlardır ebeveynleriniz. Onların çaresizliklerini ve yetersizlik duygularını içinize çekip, duygularını özümsemiş ve kendinize aitmiş gibi deneyimlemişsinizdir. İnkâra yönelik eğilimleri, aynı zamanda hayal kırıklığına uğrama ve hedeflerini gerçekleştirmekten vazgeçme modeli yüzünden, siz de bunları içselleştirmiş, kendi ihtiyaç ve isteklerinizi inkâr etmeyi öğrenmişsinizdir. Uzun vadeli hedefler saptamak ve taahhütte bulunmak tatmin edici şeyler olarak görünmediğinden, kendi hedeflerinizi belirleme ve sizin için önemli olan değerlere kendinizi adama konusunda isteksizlik göstermişsinizdir. On ikinci evinizdeki Satürn, özellikle babanızın duygusal ya da fiziksel olarak ulaşılmaz biri olduğunu ima eder. Sağlıklı ve istikrarlı bir baba modelinin sağlayabileceği korunma ve güvenlikten yoksun kalmış ve iş dünyasında başarıyla ilerleyebilmek adına gerekli güç ve yeteneği geliştirmek için örnek alabileceğiniz birine sahip olma şansını kaçırmışsınızdır. Gerçekten çok hayali olan, çarpıtılmış bir baba kavramına sahip olabilirsiniz ve asla ihtiyaçlarınıza yanıt vermeyen gerçek babanız kadar, içinizdeki baba arketipinin baskılarına karşı da savaşmanız gerekebilir. Babanızı yadsıdığınız sürece, ataerkil Allah baba inancını içeren geleneksel din modelini de reddedebilirsiniz; diğer yandan, insani zayıflıkları anlayan ve koruyucu bir ruhsal baba figürü de arayabilirsiniz. Kendi babanız iş konularında zayıf bir model oluşturduğundan ve okulda eksikliklerinizle ilgili travmatik deneyimler yaşamış olabileceğinizden, profesyonel yeteneklerinizle ilintili yetersizlik duygularıyla mücadele edebilirsiniz. Profesyonel sorumluluk almak size zor gelebilir, çünkü siz zaten bilinçsizce sizin için önemli kişilere karşı kişisel bir sorumluluk hissediyorsunuzdur. Ayrıca insanlığın ihtiyaçlarını karşılama konusunda da bir sorumluluk duygusuna sahipsinizdir(Seks-şefkat-dert dinlemek). Acılara ve yoksulluğa şahit olduğunuzda bu konuda bir şeyler yapmanız gerektiğini hissedersiniz. İnsani değerlerinizi yansıtan işlerle ilgili bir misyon duygusu bile deneyimleyebilirsiniz. On ikinci evinizle uzlaşmak için, sizi duygusal olarak dondurup sertleştiren ve içsel yaşamınızın potansiyel zenginlikleriyle bağlantınızı hissetmenizi engelleyen geçmiş kayıpların çözülmemiş üzüntüleriyle yüzleşmeniz gerekir. Bu kayıplar gerçek ölüm ve ayrılıklar olabileceği gibi, asla sahip olamadığınız bir baba için veya çocukluğunuzdan beri bastırılmış olan yaşanmamış yönleriniz için yas tutmak gibi duygusal kayıplar da olabilir. Kontrol etme ihtiyacınız yüzünden, sizin için gözyaşlarına teslim olmak, kimliğinizi tehdit eden bir dağılma deneyimi olarak kabul edilir. Yine de, yaralanmaya müsait yanınıza kendinizi tam anlamıyla açarak ve içinizdeki çocuğun korkularını nasıl yatıştıracağınızı öğrenerek, daha sağlam ve güçlü bir iç kontrol duygusu kazanabilirsiniz. Korkularınızla yüzleşmekten korkarsınız, zira genelde batağa saplandığınızı hisseder, olumsuz kayıtlarınızdan gelen seslerle felç olur, hareketleriniz donar ve uykuya kaçmaya meyilli olursunuz. Korku deneyimlerine nasıl dayanacağınızı ve onları nasıl aşacağınızı öğrenmek, aynı şekilde yalnızlık ve terk edilme gibi belirli korkularla uzlaşmak sizin için oldukça önemlidir. İyimser, gerçekçi olmayan, boyunu aşan bir benlikle korku yüklü, kendini cezalandıran gizli bir benlik arasında gidip gelmektense, içinizdeki yaralı çocuğu ve ruhun sizi ürküten, ama derin beslenme kaynakları sağlayan karanlık bölgelerini kucaklayan ve onurlandıran davranışları geliştirmeniz gerekir. Özellikle korkularınızı, suçluluk hislerinizi ve kendinizi cezalandırma yöntemlerinizi dile getirmenize ve kendinizle ilişkinizde yeni tavırlar geliştirmenizde yardımcı olabilecek psikoterapi yöntemleri sizin için faydalıdır. Gerçeklik terapisi ve (negatif varsayımlara ve içsel mesajlara karşılık veren) mantıksal duygulanma terapisi yarar getirebilir.

Dönüşüm sürecinizde, çocukluktan kalan deneyimlerden korkmayan bir arkadaş veya partnerin empatik, şefkatli varlığını gerektirebilir. Son olarak, görevlere, işlere, ilişkilere ve uzun vadeli hedeflere karşı sorumlulukların değerini öğrendiğiniz zaman, on ikinci evdeki Satürn’ünüzle barış yapmanız mümkündür. Sadece eski güvenlik kaynaklarından değil, gerçekleşmemiş olasılıkların bağlayıcılığından da vazgeçebileceğinizi bilmeniz gerekir; seçeneklerinizi daraltarak ve zaman içinde sürdürebileceğiniz seçimler ve taahhütler yaparak, mutluluğa ve kendi yeteneklerinize karşı gittikçe gelişen bir güven duygusuna erişebilirsiniz.

İMGELER:
Sualtı kalesi-günah keçisi-ruhun çöl bölgeleri-manastır duvarları-kutsal ağaç-mühürlü kapı-sualtı kayalıkları gizli müteahhit-sualtı mimarı-içsel yapı-bir balığın omurgası-kumdan temel-denizin üstündeki uçurum-donmuş borular-mercan kayalığı-gemi çapası-sürgün politikacı-ıssız ada-manastır politikası-hapishane parmaklıkları

12.EV (genelde Satürn) ANAHTAR SÖZCÜKLER:
Yalnızlık-mahremiyet duygumuz-gizli ilişkiler veya eylemler-dolaylı eylemler-perde arkasında nasıl çalıştığımız-ya hep/ya hiç tutumları-uygunsuz ifadeler-bilinçsiz alışkanlıklar ve dürtüler-kendini savunma tutumları-inkâr ettiklerimiz-kendini kandırma-yansıttığımız şeyler-başkalarında çekildiğimiz şeyler-gizli fanteziler-yaşamımıza çektiğimiz olaylar-uyku durumumuz-öz/sömürü davranışları-bitirilmemiş işler

Onikinci Evinde Satürn’ü Bulunanlardan Sözler:

  • İçimdeki evde, kendimi korkutacak, kendi ıssız yerlerim var!
  • Kendini kontrolün ne kadar uzağa giderse, özgürlüğün de o kadar uzağa gider!
  • Her palyaçonun içinde, sadece yalnızken ortaya çıkan bir zavallı vardır!
  • Ben, asla yaratmadığım bir dünyada, bir yabancıyım ve korkuyorum!
  • İçeride başardığımız şey, dışarıdaki gerçekliği de değiştirir!
  • Kanunda yeterince şey yasaklanmamış mı? Kendine başka yasaklar da koymak zorunda mısın?
  • Eğer gerçekten ne kadar üzgün ve yalnız olduğumu hissedersem, öyle kederli olurum ki, kendimi bir odaya kapatır, asla dışarı çıkmam!
  • Düşmanla karşılaştık ve gördük ki o biziz!
  • En kötü düşmanının karşısında durduğunu zanneder, ama düşmanını içinde taşır!


Gizli Benliğiniz – Tracy Marks

26 yorum:

  1. Bu yazıyı yazan kişinin iletişim bilgilerini öğrenmek istiyorum. Astrolojik danışmanlık almak için... Gördüğüm en doğru yazı bu konuyla ilgili....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tracy Marks'ın kitabından alıntı, internette araştırırsanız kendisini ulaşılmaz değildir muhakkak ;)

      Sil
  2. GEÇMİŞTE YAŞADIĞIM ŞEYLERDEN KAYNAKLI ŞUAN TAŞIDIĞIM KORKULAR OLDUĞUNU BİLİYORDUM. AMA HEP EBEVEYNLERİME DARILIYORDUM.OYSA BUNLARI YAŞAMK DOĞUŞTAN KADERİMMİŞ. ŞİMDİ YAŞADIKLARIMDA KADERSE NEYİ DEĞİŞTİRİCEM Kİ:((( SADECE OLANI KUCAKLAYABİLİR KABUL EDEBİLİR VE BUNLARI BAŞARDIKTAN SONRA SİZİNDE YAZDIĞINIZ GİBİ ZATEN DEĞİŞMESİ GEREKEN ZAMAN DİLİMİNE GELMİŞ OLURUM. TAVUKMU YUMURTADAN YUMURTA MI TAVUKTAN:))

    YanıtlaSil
  3. terk edildikten sonra 4 sene boyunca kendimi eve hapsettim,kendime acıyarak yaşadım ki yükselen yay insanıyım.Tüm yaşama sevincimi neden yitirdiğimi bile anlamadan geçirdim tüm zamanımı.Depresyonun en güzelini yaşattım kendime,ne için?Ama sonradan ayağa kalktığımda daha sağlam bi duruş sergiledim,eski benden daha fazla yaşama sevincini kendimde buldum.Artık korkularımın üstüne daha kolay gidebiliyorum her ne kadar bazı korkularımı hala yenememiş olsam da...Satürnün 12. ev yerleşimi çok enteresan gerçekten hala anlamaya çalışıyorum bu yerleşimi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yükselen yay 12 ev Satürn seninle tanışmak isterim durumlar aynu

      Sil
    2. Yükselen yay Satürn 12 ev ben de hala iyimisin merak ettim ben berbatim 🙂

      Sil
    3. satürn 12.ev değil benim, evet yks yay'ım ;) iyi değilim, çünkü tr mars 7.evimizde, her tür ilişki (sadece karşı cins olarak ele almayınız-insani her tür ilişki diyelim) berbat durumda ve epey uzun bir süre ikizlerde geri ileri gidip gelecek mars, pöfff.

      Sil
  4. kaybetme ve cabalarımın sonuçsuz kalma korkusundan dolayı 32 yaşındayım sadece bir tane uzun süreli ilişkim oldu o da karşı taraf sayesinde. onun dışında ne sahiplendim ne de gerçek bir yakınlık sağladım. hep kaybetme korkumdan dolayı kaçtım. yalnızlık duygum da çok fazlaydı ama onu aştım çok şükür. şimdi ise bu yazıyı paylaştığınız için artık cesaretle hareket edip bağlanmaya çalışacağım kaybetmeyi de göze alarak yaşamayı artık öğrenmeliyim.

    okadar büyük bir iyilik yaptınız ki.

    bu yazıyı paylaştığınız için çok ama çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim adınıza ;) Bende artık kaçmamayı umuyorum ve hatta korkunun üstüne gidiyorum ;) Umarım dilerim hepimiz başarılı oluruz sonunda ;) Sevgiler...

      Sil
    2. yalnızlık duygunuzu nasıl aştınız? çünkü satürn bu evde derinlerde bir yalnızlık duygusu verir zordur..

      Sil
    3. Benim satürn'üm 12.de değil ama onun yerine herşeyim 12.de ;) Yalnızlık duygum yok gibi bir şey, yalnızlığı sevdim zamanla, kendime yine kendimden hayır ve de şer gelebileceğini deneyimmledim. Ben "kendimle" kaliteli vakit geçirir oldum. Araştırmayı zaten seviyorum, umarım sizinde 3.evinizde birşeyler vardır ki bu size (klasikte 3.ev genel olarak ikizler yani araştırma yeri) araştırma, analiz etme vs aşılayarak yalnızlığınızı başka kanallara yönlendirir ;)

      Sil
  5. Yıllar yıllar önce 6 yaşında anaokul öğretmenimin önerisi üzerine ailem beni psikoloğa götürür. Benim için korkularımın olduğunu söyler. Ailem bana bunu şimdi anlatınca bu korkunun özgüven olduğunu yorumlarım. Oysaki durum bambaşkaymış. Gerçekten nokta atışı olmuş. Dilerim bir gün saturn 12.evdekiler dimdik ayağa kalkar bir daha da yıkılmaz. Selametle.. :)

    YanıtlaSil
  6. kardeş, amatörce haritamı çıkarıp boş boş bakarken 12 .ev de satürn nedir diye merak ederek geldim , vallahi tüyler diken diken , bu yazıyı okumama emeği geçen kimsen , yolun ilhamın açık olsun yaş 43

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok sevindim, yolun açık olsun ;)

      Sil
  7. Yoğun anksiyete yaşadığımı sanarken, meğer satürnüm 12.evde imiş. Şimdi satürnle barışma vakti.:)

    YanıtlaSil
  8. Satürn üm 12. Ev miş.herşeyi kontrollü yaşıyorum. İçimdeki duyguları asla tam anlamıyla veremiyorum. Çünkü korkuyorum beni üzerler diye.

    YanıtlaSil
  9. Evet benim de satürn 12. Ev ve retro gerçekten bu her yokuşun bir inişi vardır diyor korkmayın yolunuz açık olsun herkese sevgiler

    YanıtlaSil
  10. Okurken gözlerim fal taşı misali açıldı,ben hep kendiyle yüşleştiğimi iddia ben bunca sene nasıl da saklanmışım.. Derin bir farkındalık için teşekkür ediyorum diliyorum ruhumla bağımı gerçek manada kuracağım. 🙏

    YanıtlaSil
  11. Baştan sona dört kere okudum kaçırdığım, algılayamadığım bir yer olmasın diye. Kendimi hiçbir koşulda yaşadığım anın içine veremeyişimin, her zaman bir adım geriden izliyormuş gibi hissedişimin, zihnimdeki sis perdesinin nedenini uzun zamandır merak ediyorum. Yeterli olamazsam, hakkıyla yapamazsam, benden daha iyi yapanlar olabilir korkusuyla elimden gelen hiçbir işi gözler önüne sermedim. Düşündüğüm gibi olmazsa, bir terslik çıkarsa, kendimi çok kaptırırsam ve gerçekleşmezse çok üzülürüm diye düşündüğüm için hayal kurmaktan hep kaçtım. En mutlu anımda bile ayaklarımın yerden kesilmesine izin vermedim. Hem sıkıcı olmaktan korkup hem de cesaret gerektiren “bunu iyi ki yapmışım büyük çılgınlıktı ama risk aldığıma değdi” diyebileceğim hiçbir şey gerçekleştirmedim. Bu yazıyı okuduktan sonra anladım ki karakterimin bir parçası sandığım tüm bu şeyler aslında ruhumla kaderimin bağlantısını kuramamış olmamdan kaynaklı parazitlermiş. Görüntüyü netleştirmenin benim elimde olduğunu yüzüme çarptı. Paylaştığınız için minnettarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaderim demeyip üzerinde çalışılabilir, o yüzdendir ki "dönüşüm" haritayı aşmak içinde geçerlidir. Mesela ben bir adet güneş akrebim ama kursta tüm arkadaşlar "akreplerin yüz karası" derdi: kin tutmam, intikam almam, hala biraz dilimle soksam da (bu kinaye için değil artık burama geldiğinden) rövanş yapmam vs vs. Yani konu zaten doğduğumuz anda ki haritaya sıkı sıkıya bağlı kalmakta değil hayat devam ediyor, gezegenler yer değiştiriyor bunların hepsi bizim gelişimimiz-dönüşümümüz için. Ölene kadar var olan natal haritayı en iyi haline getirebilmek, kendimizi dışardan izleyip katı yönlerimizi tam yok edemesekte törpüleyerek gölgelerimizle yüzleşip egoyu bırakarak ;) Mutlaka hayal kurun en önemlisi bu ve inan gerçekleşiyor ;) Sevgiler ;)

      Sil
  12. Okurken bile korktum...
    Teşekkürler 🙏

    YanıtlaSil
  13. Merhaba güzel yazı için teşekkürler. Sevilay eriçdem satürn evlerde videsu da güzel bir video isteyenler bakabilir..

    YanıtlaSil
  14. ”Sevgi” adı altında meşrulaştırılan ilişkiler vardır… Ama baktığında göğsünü daraltır, ufkunu karartır, yolunu kapatır insanın… Oysa sevgide farklılaşma korkusu, hakimiyet kaygısı, engelleme çabası, değiştirme inadı ya da işine geldiği gibi kullanma ihtirası yoktur!

    Sevginin çok naif ve latif bir dengesi vardır… Almak için vermek değil, VEREBİLDİĞİN İÇİN VERMEK, fakat vererek karşındakinin büyümesine ya da kendi yolunda yürümesine engel olacağın zaman DURMAYI BİLMEK’tir sırrı… TIPKI bizi YARATAN’ın yaptığı gibi!

    ”Rabbini bilmeyen Sevmeyi bilmez!” John 4:8

    YanıtlaSil
  15. Astrolojinin pusula olduğunun bir diğer kanıtı..
    Ahh..satürn 12. Ev ah yaktın beni..

    YanıtlaSil

iZ BıRaK ...