Biçtiği bu değerden bile çok değerli olduğuna şahitlik edenlere ise aşık olur. Çektiği acıların kaynağı budur, ona hak ettiği değerin başkaları tarafından verilmemesi, bu değer iddiasına şahitlik edilmemesidir. İnsanlar yalancı şahit arar dururlar.Bazen bulurlar, en başlarında sevgi duyarlar bazen de aşk yaşadıklarını iddia ederler ve sonunda cayır cayır yanar yürekleri. Yalancı şahitlik kısa sürede biter zira.
-alıntı-
Aşk üzerine çok şey yazılmış… Ancak izlenimlerimden şunu çıkardım sonunda;
enerji vampirliği başka bir şey değil.
X kişi kendinden çok yaşlı bir insan ile beraberdi ve şöyle tarif etmişti:
“Sanki her birlikte oluşumuzda gençliğimi aldığını sanıyor”…
İnsanların gençleri tercih ettiği doğru, ancak ben epey bir yaşı yaşa katlamış biri olarak bakıyorum hala çevremde gençler pervane. Gençlikle alakası nereden o vakit diyorum?
Ve bu sabah içimden bir ses şöyle dedi: “Biri de ruhuma gelse, biri de özüme gelse”…
Ruh nerede dedim, ay dedim.
Özüm nerede dedim, güneşim dedim.
Bana geldikleri yaşımı göstermediğim tipim, şen şakrak oluşum, özgürlüğüm, rahatlığım, enerjim vs vs. Bunlar nerede: ASC Yay dedim.
O vakit dedim, enerji dediğimiz olay bir tek güneşimizde değil. Kimisi dış görüntümüze geliyor bu da asc oluyor. Kimisi Güneş’imize yani özümüze geliyor, güzel bir şey olsa gerek dedim ancak devamında düşününce Güneş=kimlik oluşundan ileride kimlik savaşları yaşanabilir ve bu kişileri boşanmaya götürebilir mesela karşıt ya da kare açılarda dedim. Asıl ruha gelenler yani ay’ımıza kalıcıdır diye tahmin yürüttüm. Orada ay’ınla şeffafsın, sen’sin, olduğun gibisin. Ay en özelimiz, en kişiselimiz çünkü bir yerde…
Yani gençliğe, yaşa başa, paraya vs gelmiyorlar genelde geldikleri enerjimizi sömürüp bizi sıfırlamak, ışık’sız bırakmaya çalışmak, artık haritalarımızda enerji birikimi en çok hangisindeyse...
Güneş ve ay enerjilerimizi çekmeye gelenleri şu yazıyı çok iyi anlatmakta:
https://astrokuki.blogspot.com/2012/04/unlu-insanlar-ayburclar.html?q=elif+%C5%9Fafak
-KuKi-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
iZ BıRaK ...