Hades ile Pluto'yu Anlamak


Satürn ve Rhea’nın evliliklerinden; Hestia, Hera ve Demeter adlarında 3 kızla; Hades, Poseidon ve Zeus adlarında 3 oğul dünyaya geldi.

Titan savaşlarından sonra, Satürn’ün oğulları kendi aralarında çekiliş yaparlar. Zeus gökleri, Poseidon denizleri ve nehirleri, Hades ise yeraltını çeker kurada. Hades’in yeraltını almasına sebep çirkin oluşu değil kısa çöpü çekmiş olmasıydı, bu yüzden de yer altı krallığı Hades’e kaldı.

Poseidon ve Zeus sürekli şekil değiştirdiler, sürekli kadınları baştan çıkardılar. Ya zavallı Hades? Bir kişi bile yeraltına inmek istemiyordu, denizler ve gökler varken ne diye yer altı? Bir başına yer altı krallığında yaşar oldu Hades. Sürekli göz önünde olmayanda zaten gizemlidir, karizmatiktir vs… Pluto’da zaten izole ve aynı şekilde bir başınalıktır. O yüzden gizemin aurasını alır ve karizmatik olur. Sırf bu yüzden baştan çıkarabilir gözükür zaten. Böylelikle zorlayıcı ve tehdit edici güce erişir yalnızlığında=görünmez olur! Haritalarımızda da Pluto, kendi izolasyonumuzu, yalnızlığımızı ve görünmezliğimizi anlatır, kimsenin bizi görmediği “bizi” gösterir. İhtiyacımız olan doyumu ve bütünlüğü çağrıştırır asla sahip olamayacağımız. Pluto hep isteyipte hiç sahip olamayacağımız şeyi gösterir. Birkaç dakikalığına elde edebiliriz belki isteğimizi, belki de 6 aylığına; ama hiçbir zaman sürekli sahip olamayacağızdır o şeye. Hades’in özü budur ve Pluto’da bunun üzerinden hareket eder.

Hades çok çok üzülüp yalnız kalmış olmalı yer altı dünyasında. Ve artık yalnızlığın dozajını aştığında çığlıklar içinde arabasına atlar ve karşısına ilk çıkan bakireyi kaçırır. Çalınan sevgili genelde Venüs-Pluto bağlantısı olarak bilinir, kaçırılan bakire, yeraltı dünyasına çekilmeleri, onaylanmamış gizli evlilik, sınırsız seks ve bekaretin gidişi; geri dönülemeyecek nokta…

Olayları gözümüzde canlandırdığımızda, güneş sisteminde son olarak keşfedilen gezegen olarak Pluto, bilinmeyendi uzun zaman; bilinmeyişinden bulunana kadar olup bitenler, Pluto arazisini anlamamıza daha yardımcı olur. Antik çağda Hades resmi ateş, kükürt ve cehennemden oluşmuyordu; bir kısmı bunu canlandırsa da. Hades bir yer idi, bütün yerleri birbirine bağlayan. Mesela; Styx (cehennemi saran nehir), mübareklerin adası gibi; ruhların geçiş süreleri ve sınavları kaderlerine biçilen, öldükten sonra da rastladıkları. Yaşar iken farkında olsakta çoğu şeyin yine de bir yer var ruhlarımızda kapalı olan boşluk dediğimiz kimi zaman. Öldüğümüzde bilmiyoruz iki taraf arasındaki sınırlarda neler olacağını; keskin bir çizgi o ayrılık çizgisi. Öbür dünya çizgisine adım attığımızda köşesine kadar gelebiliriz, belki aşağı sarkıp geride bıraktıklarımızı da görebiliriz ama yine de asla dönüş yoktur oradan.

Erin Sullivan  tercüme KuKi