Richard Burton ve Akrep Kaçışları


Su elementinde fazlasıyla gezegeni mevcut hava elementinde sadece bir tane. Su elementi yoğunluğundan duygularıyla hareket ettiğini izleriz öncelikle. Hayatını yakınlık ve temasın yönettiğini görürüz. 60 ve 120’lik açılarımızı genelde iyi kullanabileceğimiz halde kaçışlarımıza da kullanabiliriz, birbirleriyle iyi anlaşan açılar oluşundan gezegenler arası. Bu açılarla acılarımızı gayet rahat maskeleyebiliriz haritada diğer gezegenlere de dokunduklarında. Kare ve karşıt açılarımızın acısını bunlara yükleyip mutlu suratlarmışız gibi gezinebiliriz.

Mars’ı terazidedir ve “yokolma” durumu yaşar terazideki mars. Burton’un güneşi akrepte, akrebin gezegeni marsı yutmaktadır diyebiliriz. Fonksiyonunu yitiriyor güneş akrebi, mars terazideyken. Güneş, pluto ve Uranüs hepsi su grubunda birbirine açılı iyi kaçışlar sunmaz mı insana, gerçeği görmek istemeyene? Duygularını bastırmaktan söz etmiyorum, zaten su elementinde duygu bastırma diye bir şey olamaz, manipüle-maskeleme evet ama bir yere kadar.

En büyük kaçışı ve de aynı zamanda en güzel maskesi akrepte ki güneş-satürn kavuşumu. İzole yaşam ve karanlık ayrılıkların kralı. Satürn bulunduğu burcu bir kere sindiremiyor akrepte. Kontrol olunmayı istemediğinden akrebin diğer yüzünü takındırıyor kişiye: İlişkide daha derine inme ve kendini bırakma. Akrepteki Satürn gururunun kırılmasından ve de karşısındakine gümüş tepside seks ve duygusal sömürü aracı olarak sunulmaktan çok korkar. Burton her ne kadar duygularını bastıramasa da fazlasını açığa çıkarmaktan korkar, tutkularını gizleyebilir. Bu yöntemde kişiyi patlamalara iter ki normalde akrepteki bu birleşim aşırı kontrol (bedensel ve ruhsal) verdiği halde çok sarsıntılı dönemler geçirtebilir kişiye. Bu patlamaları yalnız yaşamaktan yana olanda, çok fazla içli dışlı yakınlığı hiç ara vermeden kimseyle yaşayamayacaktır. Tehlikeli olabilirde bu patlamalar çünkü. Aslında Neptün’ü (aslan+yks) onu bu ezeli yalnızlıktan kurtarabilirdi ancak o akrepte kısılı kalmış. Güneş-Satürn birleşimi kişiyi kendine çok çok yalnız hissettirir, çok dost ve sevgilileri olsa dahi. Bu Satürnün ödeteceği bir fiyattır bu insanlara. Bu tarz insanlar çocukluklarında pek yardım almamış, her şeye kendi başlarına ulaşmış olan çocuklardır, o yüzden kontrolü bırakamazlar ve bir insanla sonuna kadar eriyemezler. Burton kişiler sevdikleri yakınında dursun diye bu maskeyi takınıyordu ancak derinden istediğine ulaşamıyordu çünkü isteğinin tersi Satürn güneş birleşimin maskesi onları Burton’dan daha da uzaklaştırıyordu. Gittikçe yalnızlaşıyordu. Kesinlikle insanlar tarafından sevilmeyi, takdir görmeyi istedi, ancak ensesinde ki Satürn sürekli onun hala en üste çıkamadığını, hala gerekli saygıyı göremediğini söyledikçe daha da yalnızlaştı. En tepede yalnızlık vardır bir de kendin. Eşit görebilseydi ve kabullenebilseydi acziyetini alkolik bir adama dönüşmemiş olurdu yolun sonunda.

Erkek kardeşinin oluşturduğu biyografide şöyle bir paragraf geçer Richard Burton’un ağzından çıkmış muhabbetleri esnasında: “Bunların hiçbiri benim suçum değil. Dereler ve tepeler tüm olan bitenden suçlu. İçimdeki benden habersiz yaşanan hayatın karanlık sesi suçlu. Beni korkusuz, maço, karizmatik, her şeye karşı savaşabilen, dimdik ayakta durabilen bildiniz, tüm dünyayı karşısına alabilecek olan diye tanıdınız, ama gerçek olan bu değil… Gerçek olan zayıf bir yanımın olduğu ve sizin gördüğünüz şeyin sadece yüzeysel oluşu. Bir kadına ihtiyacım var sadece beni bu zayıflıktan çekip çıkaracak… Beni benden kurtaracak kendini bilen ve beni bana tanıtacak bir kadın tek ihtiyacım…”

Yalnızlıktan o kadar korkardı ki her su grubu gibi kendine bunu itiraf etmese de, direkt intihar etmiş olmasa da ölümünü kendi seçti: Alkol! Bir röportajında: “Alkol ile kendimden kaçıyorum” demiş ve bununla kastettiği bir yandan da yalnızlığa tahammül edemeyişi ve sağlıklı bir ilişki kuramayışıydı. Rededilmelere (mars) artık hiç dayanamıyordu, o eller üstünde tutulmuş yıldız o yüzden rededildiğini hatırlamamak için içiyordu. Yks ve Neptün’ün aslanda konumlanması (ateş elementi) onun “BEN sahnesiydi” ve en sevdiği yer sahne!

Elisabeth Taylor ile de bir ayrılıp bir barışmaları. Kaçışlarıydı aslında. Ve Liz’i kraliçeler gibi yaşatması yks aslanlığından geliyor, geldiği yeri unutturuyordu Burton’a o yaşam tarzı.

Burton’un kaçışları olmasaydı belki kurtuluşu olabilirdi yalnız Burton kurtarılmayı yediremeyecek kadar su+ateş barındırıyordu. Gururunu zedeleyemezdi. Elisabeth Taylor’a o pırlantaları sağlamak için hiç hak etmediği rollerde dahi boy göstermiştir bir vakit. Gurur önde… Bir kadın için. Kaçışı için takındığı her bir maske tek tek onu ünlü yaptı aynı zamanda da yok etti geriye dönüp baktığınızda. Harita üzerine şampanya patlatılacak olsa, güneş-satürn ve mars-chiron bakışları yok sayılır, bunlar kaçış noktalarıdır. Oluşturabilecekleri açılar. Güneş-Satürn’ü kurtarabilecek tek şey belki venüsün Oğlak’ta boy göstermesi oradan destek sağlaması olabilirdi. Mars’tan (akrep) dolayı kaynaklanan bir şiddet mekanizması da vardı Burton’un ve fazla yazılmasa da Liz’e çok şiddet uyguladığı bilinir, ancak Liz’de bir balık olarak bunu müsaade verip zemin hazırladı. Böylelikle “zavallı seven kadın” madalyası Liz’e verildi ve Burton suçlandı.

Burton ilk eşini ve ondan olma 2 kızını terk etti Liz’e olan tutkusundan dolayı. Ki en büyük kızı zaten otistikti. O evden gittiği gibi yıllarca tek kelime çıkmadı kızın ağzından. Burton (akrep) bu pişmanlığını asla bırakamadı içinde yaşadı yıllar yılı.

İnsanın özburcu sahnede ki rolüdür, gezegen ise sahnedeki artist. Yani Burton’un sahnede ki rolü akrebi oynamak idiyse, gezegeni mars Armani kıyafetle çıkacağından hiç akrepvari duramıyordu tam anlamıyla hayatta da.

Burton ile karşılaştığınızda “hoş geldiniz” hissi uyandırmazdı ancak izole hayatının sınırlarını da kendi istedi ve çizdi kaçışlarında. Bu da yine mesafeli güneş-satürn ilişkisidir (kavum ya da karşıt açı). Bu kombinasyon yalnızlığı güdüsel çağırır. Sevgiye onca ihtiyacı varken insanları kendinden uzak tutan yine kendiydi. Onunla çok fazla zaman geçirenler sonradan onun içini görebiliyordu, ne kadar dostcanlısı sevecen oluşunu çok zaman sonra. Satürn ona şöyle dedirtiyordu: “Sen beni yok saymadan ben seni yok sayayım”.

Liz Green tercüme KuKi